2010 yılı A+ dergisi 5ci sayısında yayınlanan hali ile...
Sanırım
o meşhur filmden olacak ya da ismi kulağa hoş geldiği için Kazablanka'yı hep
merak etmiştim. Ama Fas ile ilgili biraz araştırma yaptığımda beni asıl
cezbeden yerin Marakeş olduğunu fark ettim. Küçüklüğümde okuduğum bin bir gece
masallarındaki kentlere en uygunu orasıydı. Birde o filmin Fas'ta değil
Amerika'da bir yerlerde çekildiğini öğrendiğimde şehir büyüsünü yitirmişti ama
Marakeş ismi hala melankolikti.
Ben
şehirlerin ruhu olduğuna inanırım ve Marakeş'te en gizemli olanlarındandı. her
gezim öncesi gibi araştırmıştım biraz. Fas'ın kalbi olan kent 1062 de Almoravid'lerin
başkenti olarak kurulmuş, sonradan Sadi Krallığına başkentlik yapmış, gelişmiş.
Berberi hanedanları tarafından 11 ve 14 yüzyıl ortalarında yönetilmiş.
Günümüzde
Fas nüfusunun yaklaşık üçte bir olan Berberilerin en fazla bulunduğu Fas
kentinde.Fas genellikle bölgelerin konumuna bağlı Mağribileri, göçebeleri, eski
krallık döneminden kalan köle kökenlileri, Müslümanlıkla birlikte gelen
Arapları, sömürge döneminden kalan Fransız ve Afrikalıların oluşturduğu bir
nüfus mozaiğine sahip.
Marakeş
asırlar boyunca ünlü bir ticaret merkezi olmuş. Bu ticaretin merkezi ise bir
labirent gibi kırmızı renkli sokaklarda bulunan dükkanların bulunduğu Souk ve
onun ara sokaklarından birden karşınıza çıkan Jemaa El Fna meydanı.
"Ölülerin toplantısı" anlamına gelen bu meydan şehrin tüm
atardamarlarının buluştuğu yer. Gece gündüz renk ve işlev değiştiren ama her
daim ismine inat capcanlı bir meydan.
Eğer
yaklaşmaya cesaretiniz varsa kobraların ve engerekleri ile yılan oynatıcıları
sizi bekliyor. Yılanlardan ürkerseniz maymun gösterileri biraz ötede. Bir
köşede küçük bir ödeme ile geleceğinizin tüm detaylarını gösteren kartları ile
fal bakanları, akrobatları, geleneksel dans gösterileri yapanları görürsünüz.
Bu kalabalık topluluk içinde bir bölümde tezgahındaki kurutulmuş hayvanları,
otlar vb nesneler ile her türlü derdinize uygun bir malzemesi olan büyücü
doktorla alternatif tıp üzerine biraz sohbet edebilirsiniz. Biraz samimiyet
kurarsanız omzunda duran rengarenk iri kertenkele veya bukalemun karışımı
hayvancığı sevmenize izin verir, ya da garantili zamparalık büyüsünü özel yapılmış pirinç kutucuklar
içinde boynunuza asabilirsiniz. Seyahat telaşı içinde getirmeyi unuttuysanız ya
da otelde kaybettiyseniz sorun değil yan taraftaki satıcının tezgahında
rahatlıkla size uygun "damak veya takma diş"de vardır.
Cıvıl
cıvıl renkli çarşafları ile kadınlar ve Cellabi dedikleri kukuletalı
kıyafetleri ile erkekler bu inanılması güç canlılığa renk katarlar. Bir
taraftan bisikletler, mopetler, size şehir turu yaptırmaya hazır atlı faytonlar
etrafınızda döner durur. Ama mutlaka ve mutlaka size birbirinden güzel
desenlerin bulunduğu, fotoğraf örnekli katalogları ile çevrenizi saran genç
kızlarla tanışıp Hint kınasından dövmenizi yaptırın. Korkmayın ödeyeceğiniz
bedele göre kalıcılık süresi değişir ve gezi sonunda bu otantik dövme ile biraz
hava atarsınız.
Jemaa
El Fna'nın şenliğinden kurtulup Souk'un sokaklarında gezinirseniz her ne kadar
turizme yönelik bazı dükkanların varlığını görseniz de hala canlılığını koruyan
bu alışveriş merkezinde kaybolabilirsiniz. Bir sokakta dericiler, diğer tarafta
tahta işlemeciler, seramik satanlar. Yan sokaktaki renkleri takip ederseniz sizi
ip boyama atölyelerine götürür. Gökyüzüne çevirirseniz başınızı o günün moda
rengi hangisi ise onunla renklendirilmiş ipler güneşte kurutulmak için
asılmıştır tepenizde. Her türlü el dokumasını alabilirisiniz dükkanlardan. Ama
sakın pazarlıksız alışveriş yapmayın, buranın kuralı bu, ilk söylenen rakam en
az üç katıdır.
Pazarlık
duygularınızı tatmin edene kadar dolaştıktan sonra yorulduysanız köşedeki
kahvede naneli çayınızı içip Souk'un çıktığınızda sizi değişen çehresi ile yine
Jemaa El Fna karşılar. Akşam olmaya başlamıştır ve o koskoca meydan yerel müzik
ve kalabalığın gürültüsü içinde tam bir açık hava lokantasına dönüşmüştür
artık. Dumanların yükseldiği her köşede ayrı bir tezgah açılmış ve size
geleneksel kus kus, şiş kebaplar, tavuk ürünleri,sebzeler, humus, falafel denen
dönerimsi seçenekler sunulmuştur. Aranız iyiyse sade veya baharatlı seçenekleri
ile salyangoz satıcıları biraz ilerde.
Bu
görebileceğiniz en renkli açık hava lokantasında size uygun bir şey mutlaka var
ancak seyahatin devamı için temkinli olmakta fayda da var.
O
günün akşamında bira pazarlıkla uygun
bir ücrete anlaştığınız faytonla otelinize dönerken geçtiğiniz şehrin kızıl
duvarlarının arasında yaşayan dokusunu ile eski kent anlamına gelen Medina'yı
üzerinde leylerin yuvalar yaptığı dev giriş kapılarından geçerek gezmeyi yada
kentin sembolü haline gelmiş 12 yüzyılda yapılmış 69 metre yüksekliği ile
Kutubiye camii ve bahçeleri ile ünlü Majorelle'yi diğer günlere bırakmanız
gerekecek diye düşüneceksiniz.
KONU İLE İLGİLİ YORUM VE GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUM ConversionConversion EmoticonEmoticon